Babamiz Mehmet Özdüzen, 1927 yilinda Adiyamanda dogdu. O dönemlerde
Türkiye Cumhuriyeti birçok zorluklar içindeydi.
Alfabenin degisim çabalari devam ediyordu.Adiyaman, Güneydogu
Anadolunun,geri kalmis Malatya’ya bagli küçük bir ilçesiydi.
Babasi(dedemiz) tüccar, annesi(babaannemiz) ev hanimiydi.Ailenin ilk
erkek coçugu olmasi ilerdeki yasaminda ve egitiminde önemli bir
engel rolu oynayacakti.
Ilkokulda cok basarili bir ögrenciydi. O dönemlerde
ülkenin egitimli,okumus insanlara gereksinimi vardi. Yeni açilan lise ve üniversitelerin
ögrenci açiklari vardi. Babamiz ilkokulu birincilikle bitirdiginden büyük
sehirlerdeki degisik
okullardan teklifler almisti.Fakat babasi O’nun daha fazla okumasini
istemiyor, kendisine isinde yardim etmesini istiyordu. Böylece baska bir arkadasi yararlandi bu durumdan. Fakat okumayi
aklina koyan babamiz, kendi babasindan habersiz Malatya Akçadag Ögretmen
Okulu’nun sinavlarina giriyor ve kayit yaptiriyor.Babasina zorlada olsa
bunu kabul ettirmeyi basariyor.O zamanlarda tasimacilik fazla
gelismediginden babam ve arkadaslari tatillerde eve gitmek icin yolun büyük
bir bölümünü yürür, diger bölümünü de hayvanlarla giderlermis.
Bu okulda da basarili oluyor. Bir gün okulu ziyarete gelen o dönemin Milli Egitim Bakani babamlarin
sinifinda tahtada çözdügü bir matamatik sorusunda (bilerek) yaptigi bir hatayi babamiz görüyor
ve söylüyor. Bakan, O’nun bu problemi tahtada açiklamasini istiyor.
Babamiz büyük bir heyecanla dizleri titreyerek tahtada açiklamayi
yapiyor. Bakan O’nu övüyor ve ögretmeniyle konusarak ileriki
yillardaki egitiminin, devlet tarafindan karsilanabilecegini belirtiyor.Böylece
babamiz ilkokuldan sonra kaybettigi bir firsati tekrar yakaliyor.Babasinin
izin vermemesiyle bu firsatta kaçiyor. Okulu bitirdikten sonra
Adiyaman’in Kahta ilçesinin degisik köylerinde ögretmenlik yapiyor. O
yillarda Türkçe okuma-yazma bilenlerin sayisi çok az oldugu için, çalistigi
köylerde yöre halkiyla iliskilerinde onlardan Kürtçe ögrenmis.
Onlarla çok olumlu iliskiler kurmus. Hatta bazi köylerdeki kan
davalarina son vermek için ugrasmis ve de basarili olmus. Ileriki
yillarda Adiyaman merkezde oturdugu yillarda bile bazilariyla dostluklari
devam etmisti. Birçoguyla bizlerde tanismistik. Emekli olduktan sonra
herkes O’na “Hocam” diye hitap ederdi( eskiden ögretmene verilen
lakap).
Ögretmenlige
yeni basladigi yillarda babasi O’nu evlendirmek istemis. O dönemlerde
kiz ve erkek birbirlerini göremezlermis. Es,dost, ahbaplar bulurlarmis
damat ve gelin adaylarini.Annemizin, kardesleriyle ve annesiyle gittigi
bir dügünde , babamiz kara carsaflar içinde, dügün evinin toprak
damindan O’nu görmüs ve begenmis.1947 yilinda evlenmisler.Alti çocuklari
olmus ( 3 erkek, 3 kiz).
Uzun yillar Adiyaman Merkez Atatürk Ilkokulunda müdürlük
yapti. 1971 yilinda ayni okuldan emekliye ayrildi.Emekli olduktan sonra da
bos durmamis, yardima ihtiyaci olanlara is bulmaya çalismis. Politikayla
ugrasmis,ailesi taraftar olmadigi için hiçbir secimde aday olmamisti,
fakat tarafinda oldugu adayin seçilmesinde epey yardimlari olmustur.
Adiyaman’daki “Kendi Okulunu Kendin Yap”kampanyasinda Yönetim
Kurulunda görev yapmis, Adiyaman Sporun aktif bir üyesi olmustu. Amaçlarindan
en önemlisi çocuklarina iyi bir gelecek saglamak olmus.
Kendisi yaklasik 70 yaslarindayken annemizle birlikte
Amerika’ya bizleri ziyarete geldiler. Üc aylik gezilerinden cok memnun ve olumlu intibalarla buralardan ayrildilar.
O
tam bir egitimciydi. Babamiz Mehmet Özdüzen, dürüst, iyi bir toplumcu,
iyi bir doga koruyucusuydu.
Insanlari çok severdi, çocuklarla çok iyi anlasirdi. En sevdigi
seylerden biri de basindan geçen olaylari anlatmakti. Gezmeyi, seyahat
etmeyi, gördügünü tanitmayi, ögretmeyi amaç edinmisti.
Hiç beklemedigimiz bir zamanda 26 Aralik 1999’da
geçirdigi bir trafik kazasinda 72 yasinda yasamini kaybetti. Hala olayin
sokunu yasamaktayiz. O’nu
özlüyoruz. O hepimizin arasinda büyük bir sevgi ve sayginlikla hala
yasamaktadir.
Hosçakal Büyük insan “seni hiç
unutmayacagiz” |